Çiçeklerin dili, ilk kez 1600′lü yıllarda İstanbul’da oluşturulmaya başlanmıştır. 1716 yılında eşiyle birlikte İstanbul’da yaşayan İngiliz Lady Mary Wortley Montagu tarafından bir araya getirilen bu çiçeklerin anlamları İngiltere’ye götürülmüştür.

Montagu, 1716 yılında Türkiye’de yaşadığı sırada yazdığı bir mektupta, “parmaklarınızı oynatmadan, çiçeklerle tartışabilir, azarlayabilir, dostluk, aşk, nezaket mektupları ve hatta haber bile gönderebilirsiniz.” demiştir.

Çiçeklerin taşıdıkları anlamlara ilişkin Fransa’ya da sıçrayan merak, kısa sürede 800 çiçeğin anlamının belirlenmesine ve tüm dünyada ortak bir çiçek dili oluşmasına yol açmıştır. İşte bazı çiçeklerin anlamları:

Beyaz Gül
Kırmızı Gül
Pembe Gül
Sarı Gül
Beyaz Karanfil
Kırmızı Karanfil
Pembe Karanfil
Sarı Karanfil
Anemon
Beyaz Glayör
Kırmızı Glayör
Pembe Glayör
Sarı Glayör
Mor Glayör
Orkide
Sterliçya
Ağlayan Gelin
Nilüfer
Beyaz Lale
Kırmızı Lale
Pembe Lale
Sarı Lale
Margarit
Menekşe
İris
Kamelya
Lilyum
Gerbera
Frezya
Beyaz Krizantem
Kırmızı Krizantem
Sarı Krizantem
Mor Krizantem
Mersedes Gülü
Altın Kadeh
Fulya

Masumluk
Aşk
Gönlüm Sende
Sıcak Sevgi
Temizlik, saflık
Sevgi
İçtenlik
Hüzün
Gençlik
Dostluk
İstek
Zerafet
Kıskançlık
İnanç
Mağrur, gururlu
Sıcak Sevgi
İsyan
Gelecek yenileme
Saflık, temizlik
Seni Seviyorum
Anlayış
Gerginlik
Bolluk, sıhhat
Alçak Gönüllü
Hatıra, Zerafet
Mağrur
Güven
İyimser
Suçsuzluk
Sadakat
Sessiz istek
Karşılıksız Sevgi
Burukluk
Melankoli
Umut
Unutma